Key Afer pazarından Jinka’ya yaklaşık iki saatte varabilmiştik. Omo Vadisinin kalbine yaklaştıkça yollar gittikçe daha çok kabile insanlarıyla, daha çok keçi, inek ve eşekle doluyor, arada bir sırtında otomatik silahlı bir çoban veya bir köylü de gayet neşeyle onların arasında keyifle yürüyordu. Afrikalılar renkli insanlardır, müzikleri, dansları ve giysileriyle bunu her yerde yansıtırlar. ancak yollarda bu kadar renge ilave olarak bir de sarı su bidonları renk katmıştı. Dışarıdan bakıldığında değişik ve renkli gözüken bu manzara aslında tam bir dram. Hem susuzluğun, hem suya kavuşmanın bedeliniz ne kadar ağır olduğunu kısa bir süre sonra hissediyor insan. Kilometrelerce uzaktan, bir dere yatağından veya öylesine yapılmış bir kuyudan sıraya girip dolduruluyor bu bidonlar. Ardından çocuk, kadın demeden kilometrelerce uzaktaki eve taşınıyor. Omuzlar zedeleniyor, beller inciniyor. Bir kez olsa bile zor olan bu dert neredeyse her gün çekiliyor. Erkekler bu işe hiç karışmıyor. Sadece kadınlar ve çocuklar ( genellikle de kız çocuklar) olunca ne okul, ne oyun ne de başka bir şey yapılamıyor.
Orit otel Jinkada konaklayacağımız yerdi. Otele eşyalarımızı bırakıp yemek yiyeceğimiz restorana geçtik. Omo vadisinde ( esasında Etiyopyanın neredeyse tamamında) su genel sistem içerisinde bulunmuyor, dağıtılmıyor. Köylerde, evlerde, restoranlarda ve pek çok yerde taşıma suyla ihtiyaçlarını karşılıyorlar. O nedenle sebzelerin, bulaşık ve çamaşırların nasıl yıkandığı konusunda insan çelişkiye düşüyor. Otellerde, çeşmeden akan sularda da durum değişmiyor. Otelin yakınında bir su tankı, o tanktan direk musluklara gelen bir su. Arıtma, klorlama gibi önlemler alınmıyor.
Suyla temizlenmeye ihtiyacı olan sebze, meyve ve salatayı yemeklerde tercih etmemek daha güvenli oluyor. Tabi ki muz, mango, papaya gibi kabuğu soyularak yenebilen meyveleri bu uyarının dışında tutuyorum.
Kahvaltı sonrası en çok merak ettiğimiz, kadınlarının dudaklarına çeşitli büyüklüklerde halkalar taktığı, erkeklerinin vücutlarını küle buladıkları, Omo vadisinin en renkli ama en kavgacı, en geçimsiz, sabah saatlerinden itibaren yerel içkilerini içip, öğlen saatleri civarında sarhoş ve saldırgan olan “ Mursi ” kabilesini ziyaret etmek üzere yola çıktık. Otelde, Mursilerin başka bir kabile ile çatıştıkları bu nedenle bölgeye hükümet güçlerinin girdiği, ziyaretlerin de Asker eşliğinde yapılabildiği anlatılıyordu. Bölgeye geldiğimizde pek çok aracın konvoy halinde beklediğini gördük, biz de aracımızı park edip beklemeye başladık.
Durduğumuz yerin yakınında ” Ari” kabilesine mensup bir aile yaşıyordu. Onlarla tanışıp, birlikte fotoğraflar çektik. Zaman geçiyor, ancak askerler geçmeye hala izin vermiyordu. Bir süre daha bekledikten sonra rehberimiz bu gün geçişi açmayacaklarını, yarın yeniden deneyebileceğimizi söyleyince , ” Ari ” kabilesinin köylerini ziyaret etmek üzere arabamıza bindik. Yolumuz tekrar Jinka’nın içinden geçiyordu öyle olunca önce Jinka Müzesini ziyaret edip, öğlen yemeğini de Jinkada yemek istedik.
Jinka’nın biraz dışındaki tepeye kurulu olan Müze, Omo vadisindeki tüm kabileleri, onların yaşam biçimlerini, alışkanlıklarını, ritüellerini, giysilerini, takılarını, kısacası tüm yaşamlarını anlatan, bölgeyi ve bölge insanlarını daha iyi anlamaya yardımcı olan bir müzeydi.
Turun sonunda küçük bir salonda Mursi kabilesinin evlilik törenleri içerisinde yer alan, uzun sopalarla yaptıkları kavgayı gösteren bir film izledik. Mursilere olan merakımız biraz daha artmıştı. Müzenin içerisinde kabilelerin yerel sanatlarını yansıtan parşömenlerin ve kullandıkları araç gerecin örneklerinin satıldığı küçük bir bölüm var. Fiyatları uygun ve geliri de müzeye gidiyor.
Öğlen yemeğini Jinkada yemek üzere ayrıldık Müze’den. Yemekte tercihimi bir kez daha tavuktan yana kullanmaya karar vermiştim, ilave olarak avokado da istedim. Tavuk ne yazık ki burada da çiğnenemeyecek kadar sertti. Yiyemedim, bıraktım. En doğru yiyeceğin çorba ve Avokado olduğunu kabullenip, kahvelerimizi içip Ari kabilesinin köylerinden birine doğru yola çıktık.
ADDİS ABABA’DAN TURMİ’YE ETİYOPYA yazısı için tıklayınız
ARBA MİNCH-ABAYA-CHAMO GÖLLERİ KANAL GEZİSİ yazısı için tıklayınız
DORZE KABİLESİ yazısı için tıklayınız.
JİNKA-KEY AFER PAZARI yazısı için tıklayınız.
JİNKA yazısı için tıklayınız.
ARİ KABİLESİ KÖYÜ yazısı için tıklayınız.
DİMEKA PAZARI yazısı için tıklayınız.
TURMİ-OMO VADİSİNİN TAM ORTASI yazısı için tıklayınız.
KARA/KARO KABİLESİ yazısı için tıklayınız.
HAMAR/HAMER KABİLESİ KÖYÜNDE yazısı için tıklayınız.
DASSANECH KABİLESİ yazısı için tıklayınız.
ÖKÜZDEN ATLAMA-HAMAR EVLİLİK TÖRENİ yazısı için tıklayınız.
KONSO KABİLESİ-WAAQAA yazısı için tıklayınız.
ALAWA KÖYÜ yazısı için tıklayınız.
AWASHA ULUSAL PARKI yazısı için tıklayınız.
2 Yorum