İNANÇLARLİTERATÜRYAŞAM

ARANYAKALAR VE UPANİSHADLAR

Brahmanalara ek olarak yazılmış metinlere Aranayakalar (Orman Metinleri) denir. Bunlar, gizli ve acayip karakterdeki herşeyi içerir; açıktan öğretilmesi tehlikeli olduğu için köylerde değil, ancak ormanlarda öğretilmesi gerekir. Aranyakaların ana konusu, artık kurban töreninin yapılışıyla ilgili kurallar ve seramonilerin açıklaması değil, kurbanın sembolcülüğü ve mistisizmi ile Brahman felsefesidir, Aşramalar doktrininin, yaşamın Brahmansal ideali olarak ileri sürülmesinden sonra bu “orman metinleri” doğal olarak orman çilekeşlerinin üzerinde çalıştığı, Vedaların geçerlilik kazanan kısımları haline geldi, Upanishadların en eskileri de kısmen bunlara dahil edildi, kısmen de bunlara eklendi; bu yüzden Aranyakalar ile Upanishadlar arasında kesin bir sınır çizmek zordur. Bu metinler birçok nedenden ötürü Vedanta (Vedaların Sonu) olarak biçimlendi. Bir kere bu metinlerin çoğu daha genç bir döneme aittir ve kronolojik olarak Veda döneminden sonraya yerleştirilir, ikinci olarak şunu asla unutmamalıyız ki Vedik edebiyatın tamamı yazılı kitaplardan oluşmaz, ağızdan ağıza yayılmış bir edebiyattır. Bunun içindir ki bizim genellikle “eserler” yahut “kitaplar” olarak adlandırdığımız ve Brahmanalar içinde bulduğumuz şeyler aslında çeşitli din adamlarına.ait okulların öğretilerinin açıklandığı kısımlardır. Öğreti, yıllarla ölçülen süreler içinde öğrencilere öğretilir, bu süre zarfında öğrenci hocasıyla birlikte yaşar ve ona hizmet ederdi. Bu öğretinin anlaşılması çok zordu; esrarlı, mistik ve felsefesel doktrinlerdi bunlar. İşte Aranyakalar ve Upanishadlar‘ın içeriğini oluşturan bu konular, bu öğretim döneminin sonuna düşüyordu. Bu metinler, dinsel bir görev ve eylem olan Vedaların ezberden okunmasına da bir son veriyordu. Sonraki düşünürler, Upanishadların doktrinlerinde Vedaların sonunu değil, Vedaların son amacını gördüler.


Vedanta olarak Aranyakalar ve en eski Upanishadlar çeşitli Veda okullarına aittirler. Bunlar gerçekte Brahmanaların belirli kısımlarını oluştururlar. Kendisine Aitareya Upanishad dahil edilmiş olan Aitareya Aranyaka, Rgveda’ya ait olan Aitareya Brahmana’ya ilişkindir. Yine Rgveda’ya ait olan Kaushitaki Brahmana, bir parçasını Kaushitaki Upanishad’ın oluşturduğu Kaushitaki Aranyaka ile biter. Siyah Yacurveda’ya ait olan Taittiriya Aranyaka, Taittiriya Brahmana’nın devamından başka birşey değildir. Bu Aranyaka’nın bitişi Taittiriya Upanishad ve Maha Narayan Upanishad olarak biçimlendirilmiştir. Beyaz Yacurveda’ya bağlı Şatapatha Brahmana’da XIV.kitabın. ilk-üçte biri bir Aranyaka’dır; bu kitabın sonu en büyük ve en ünlü Upanishad olan Brhadaranyaka Upanishad’dır. İlk bölümü bir Aranyaka olan Chandogya Upanishad, Samaveda’ya ait olan bir Brahmana’ya (olasılıkla Tandya Maha Brahmana) aittir. Caiminiya Upanishad Brahmana diye adlandırılan eser Caiminiya’ya (veya Samaveda’nın Talavakara okulu) ait bir Aranyaka’dır. Keza Talavakara Upanishad denen Kena Upa. da onun bir parçasını oluşturur.
Maha Harayana Upa. hariç, yukarıda adı geçen Upanishadlar, bu türün en eskilerindendir. Dil ve üslup olarak Brahmanalara benzerler. Süssüz ve düzyazı biçimlidirler. Sadece, en eskileri arasında sayılan Kena Upanishad’ın yarısı şiirseldir. Eski ve yeni metinler bir aradadır. Brhadaranyaka ve Chandogya gibi en-büyük.Upanishadlar birçok büyük küçük metnin, birleşip kaynaşmasıyla oluşmuştur. Böylece aynı metinlerin birçok Upanishad’da bulunmasını da anlayabiliyoruz. En büyük Upanishadların yazıldığı bağımsız metinlerin ait olduğu tarih, Buddha ve Panini’den önce, Brahmanalar ve Aranyakalardan çok sonra olmayan bir tarihtir. Bu nedenle yukarıda adları geçmiş olan 6 Upanishad, yani Aitareya, Brhadaranyaka, Chandogya, Taittiriya, Kaushitaki ve Kena şüphesiz bu edebiyatın ilk gelişen en eski ürünleridir. Bunlar, daha önce bahsettiğimiz Vedanta doktrinini saf ve orijinal biçimiyle sunarlar.
Bütünüyle veya kısmen şiirsel olarak yazılmış olan bazı Upanishadlar, olasılıkla Buddhizm öncesi bir zamana, fakat demin bahsettiklerimizden sonraki bir döneme aittirler. Bir Aranyaka’nın bölümü olmasalar bile, bunlar da belirli Veda okullarına ilişkindir. Bu sınıflama içine Siyah Yacurveda okuluyla ilgisi olan Katha Upanishad’ı koyabiliriz. Keza Siyah Yacurveda metinleri arasında sayılan Taittiriya Aranyaka’ya bir ek olarak elimize gelen Şvetaşvatara Upanishad ile Maha Narayana Upa. da sayılabilir. Vacasaneyi Samhita’nın son bölümü biçiminde olan kısa fakat çok değerli İşa Upanishad, Beyaz Yacurveda’ya aittir. Yarı düzyazı yarı şiirsel olan Mundaka ve Praşna Upanişadlar
Atharvaveda’ya aittirler. Bu altı Upanishad da Vedanta doktrinini içermesine rağmen, bunlarda büyük ölçüde Samkhya ve Yoga öğretileri ile monoteistik düşünceler de işlenmiştir.


Maitrayaniya Upa. Siyah Yacurveda okuluna atfedilir ve Buddhizm sonrası bir devreye ait olması gerekir. Bu da, en eskileri gibi, düzyazı ile yazılmıştır; ancak Vedik izler taşımaz. Dil, üslup ve kapsam bakımından Klasik Sanskrit Edebiyatı içine yerleştirilebilir. Atharvaveda ile ilintili olan Mandukya Upanishad da olasılıkla aynı zamana aittir.
Bu son saydığımız iki Upanishad önceki onikisi ile birleşerek 14 Upanishad’ı oluşturur ki bunlar Hint felsefesi ile ilgili ilk kaynaklardır. 
Bunun dışında sayıları 200’ü aşan Upanishad adıyla veya.geniş birikimler halinde bize ulaşmış.metinler vardır ki bunlar Vedalarla, bir ikisi dışında, pek ilgisi olmayan metinlerdir. Felsefi olmaktan .çok dinsel karakterdedirler. Çok sonraki dönemlerin mezheplerinin ve düşünür okullarının görüş ve doktrinlerini savunurlar. Vedalardan çok Purana ve Tantralarla ilgilidirler. Bu yeni Upanishad Edebiyatını amaç ve kapsamlarına göre şöyle sınıflandırabiliriz:
l) Vedanta öğretilerini açıklayan metinler, 2) Yoga’yı öğreten metinler, 3) Çileci yaşamı (Sanyasa) öven metinler, 4) Vishnu’yu öven metinler, 5) Şiva’yı öven metinler, 6) Şaktaların ve diğer önemsiz mezheplerin Upanishadları… Bu metinler kah düzyazı, kah düzyazı-şiir karışımı ile, kısmen de epik şlokalarla yazılmışlardır.
Upanishad sözcüğü upa+ni+SAD (bir kimsenin yakınına oturmak, dizinin dibine oturmak) eyleminden türetilmiştir ve bununla öğrencinin hocasının yanına oturup, ondan gizli bilgileri alması anlatılmaya çalışılmıştır. Hintliler gizli bilgilere “rahasyam” derlerdi. Bu nedenle “Upanishad” ve “rahasyam” sözcükleri yanyana kullanılmıştır.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu