MGAHINGA-BWINDI ULUSAL PARKI YOLU

Gece geldiğimiz yolları,gündüz dönüyorduk. Köyler,yürüyenler ve çocuklar geceden daha kalabalıktılar. Yürüyenlerin yarısından çoğunun ellerinde, boyutları neredeyse kendileri kadar olan sarı su bidonları vardı. Su kuyusuna varmak için uzun bir yolu belki de günde bir kaç kez gidip geliyorlardı. Afrika’nın su sorununun kısmen çözüldüğü söylenen bu bölgesinde bile köylerde çeşme,evlerde musluk hala yoktu. Ancak bir çok hayır sever insanın veya uluslararası yardım kuruluşlarının yaptırdığı,yağmur sularının toplanabildiği kuyular vardı. Yolculuğumuzun ilerleyen günlerinde bu kuyulardan pek çok yerde yaptırılmış olduğunu, her bir kuyu/su toplama yerinin beş bin USD na mal olduğunu öğrendik.

Köy yollarını biritip ana yola çıkabilmiştik sonunda, önümüzde 4 saat daha yolumuz vardı. Mesafeler çok uzun olmamasına karşın, yolun üzerindeki yayalar,çok sık ,ardı ardına gelen köyler ve kasabalar yavaş yol almamıza neden oluyordu. Her köyde ve kasabada en çok görülen dükkanlar, bahis oynanan ve cep telefonu, internet kartı satan dükkanlardı. Pek çok insan önlerine toplanmış,zamanını orada geçiriyordu. Yol üzerinde pek çok köyde dev muz hevenkleri,patates,mango ve mısır satanlar vardı. Bu muz çeşidinin yemeklik olduğunu,kızartmasının ve tencere yemeklerinin yapıldığını, hatta fermente edip, oldukça sert olan muz birasını da bu muzlardan ürettiklerini rehberimiz uzun uzun anlattı. Daha sonar Kibale’ye doğru dağ yollarından giderken, büyük muz tarlalarını ve yapılan muz hasadını da görebilmiştik.

İlginç bir başka durum ise Afrika da bisiklet ve motorsiklet gibi araçların hayatın her alanında kullanılabilmesiydi. Hem taksi olarak kullanılıyor,hem de nakliye aracı olarak. Herbiri 40-50 kg ağırlığındaki muz hevenklerinden 2 veya 3 tanesini bir bisiklete veya motorsiklete yükleyip,tarladan köye veya kasabaya götürüyorlar.Motorsiklet ve Bisiklet taşımacılığının yanı sıra, tahtadan yapılmış bisikletler de taşıma işlerinde yaygın olarak kullanılıyor.

Kasabaları,köyleri bitirip Bwindi Milli parkına gideceğimiz yola ayrıldık,orman sınırlarına yakın tarlalar ( ormanlar yok edilerek açımış bu tarlalar) genellikle çay,muz,fasülye ve benzeri ürünlerin tarımı için kullanılıyor. Kongo,Ruanda ve Uganda ya sınırları olan Virunga yağmur ormanları  her geçen gün daha da küçülüyor. Ormanların tahrip edilmesinin tek sebebi tabi ki tarla açılması değil,aynı zamanda çok karlı bir ticaret olan  ve kaçak olarak yapılan ağaç kömürü üretimi ve ticareti. Orman alanları azaldıkça ormandan hayat bulan canlı türlerinin de beslenme ve barınma imkanları gittikçe azalıyor. Yeterince yiyecek bulamayan Goriller köylere inip,tarlaları tahrip ediyor,muz bahçelerinde beslenmeye çalışıyor. Köylüler hem bu sebeple,hem de gorillerin korunması nedeniyle konulan yasaklardan hoşnut olmadıklarından Gorilleri öldürmek,yok etmek yolunu seçiyorlar.

Tüm bunlara ilave olarak,gorillerin ellerini,kafataslarını alıp evine süs eşyası olarak koymak gibi hastalıklı talepleri olan insanlara bunları satmak, yavru goril ticareti yapıp para kazanmak amacıyla avlanan bir çok kaçak avcı da sürdürülen tüm mücadeleye ragmen tamamen engellenemiyorlar.

İşte bu sonradan tarlalaştırılan orman arazilerinin yanından ormana giriyoruz. Kısa bir süre sonra tüylerinin arasında kızılllıklar olan  bir kaç maymun kolonisiyle karşılaşıyoruz. Biraz daha ilerleyince yüksek bir ağacın kalın dallarında dinlenen siyah-beyaz Colobus maymununa rastlıyoruz,heyecanlanıyoruz.

Uganda nın resmi tarihini öğrenmek için tıklayınız.

Mgahinga Ulusal Gezi parkı gezimiz için tıklayınız.

Mgahing-Bwindi Ulusal Park Yolu gezimiz için tıklayınız.

Bwindi Ulusal Parkı Goril ziyareti için tıklayınız.

Pigme Köyü ve İlk Okulu, Yerel Doktor ve Yetimhane ziyareti için tıklayınız.

Queen Elizabeth Ulusal Parkı ve Kazinga ziyaretimiz için tıklayınız.

Kibala Forest Ulusal Parkı ve Chimpanzee Trekking gezimiz için tıklayınız.

Kampala Entebbe ve İdi Amin yazımız için tıklayınız.

Dian Fossey yazımız için tıklayınız.