GEZİKİBALE FOREST ULUSAL PARKIUGANDAULUSAL PARKLAR

KİBALE FOREST ULUSAL PARKI (CHIMPANZEE TREKKING )

Sabah kahvaltı sonrası Kibale Forest Ulusal Parkı’na gitmek üzere tekrar yola çıktık. Günümüzün yarısını Queen Elizbeth NP da geçirip, biraz daha yaban hayatını gözlemleyecektik. Nitekim öyle yaptık. Saat 8.30 da tekrar parkın içerisindeydik. Yol boyu bir çok kuş ve diğer hayvanları gözlemledik, fotoğraflarını çektik. Parktan tekrar anayola çıkmıştık. Yaklaşık 1-1,5 saatlik bir yolculuktan sonra öğlen saatlerine yakın Uganda Ekvator çizgisine vardık. Durduk, kısa bir zaman da orada geçirdik,fotoğraflarımızı çekip,yola devam ettik.

Kibale Ulusal Parkı yakınındaki Primat Lodge Kibale vardığımızda saat 14.00 olmuştu ve yağmur başladı. Kapıda bizi karşılamak ister gibi kümelenmiş Babun  kolonisine hızla bir bakıp odalarımıza yöneldik. Eşyalarımızı bıraktık ve hemen bataklık yürüyüşünü yapmak üzere rehberlerle buluştuk.

 

 

 

Bataklık gezintisi  Şempanze yürüyüşünün arasında yapılabilecek, çok önemli olmayan bir gezinti. Bu gezintide de bir çok kuş, kelebek, bitki ve maymun türleri izlenebiliyor.Yaklaşık 1-1,5 saat süren keyifli bir yürüyüş.

 

 

Sabah kahvaltısının ardından Şempanzeleri izlemek üzere gruplar oluşturuldu, park görevlileri tarafından brifingler verildi ve ardından yola çıkıldı. Dağ gorilleri ziyaretinde olduğu gibi bir rehber, grubun başında ve sonunda silahlı korucular ve taşıyıcılar vardı. Dağ gorilleri ve Golden Monkey ziyaretlerinde tehlike yabani filler , mandalar ve diğer yırtıcılarken, bu ziyarette Şempanzeler de bir tehlike unsuruydu.

Kibale yürüyüşlerinin en gözde yeri olan Kanyanchudan sabah 8.00 de yürüyüş başlıyor. Yürüyüşler 2-3 saat civarında sürüyor. Karşılaşıldığında 1-1,5 saat ( rastlanırsa) birlikte olunuyor,izleme ve fotoğraflama yapılıyor.Saat 15.00 civarında da geri dönülmüş oluyor.

Esas hedef Şempanzeleri görmek olmasına ragmen, yürüyüş boyunca Siyah-beyaz Colobus ,kırmızı kuyruklu maymun ya da gri yanaklı Mangabey de karşınıza çıkıyor.

 

 

 

Rehberler tüm bu maymunlara,kuşlara,kelebeklere dikkatinizi çekiyor, fotoğraflamanız için uygun pozisyonları ayarlamaya çalışıyor. Yürüyüş boyunca orman içi bitki örtüsü hakkında da bilgi veriyor.

 

Şempanze yürüyüşünün de,goril yürüyüşü gibi bazı kuralları var.Şöyle ki;

 

Şempanzelerin yanında bir şeyler yemekten kaçınılması gerekiyor.

Aranızdaki mesafenin 8-10 mt civarından daha yakın olmaması gerekiyor.

Milli park içerisinde tuvaletinizi yapmak isterseniz,işiniz bittiğinde üzerini örtmeniz gerekiyor. Hayvanlara hastalık bulaştırmamak için.

12 yaş altı çocuklar bu yürüyüşe katılamıyor.

Her konu için rehberle konuşmak gerekiyor. Park içerisindeki şempanze veya diğer maymunları kızdırmak,kışkırtmak kesinlikle istenmiyor. Yiyecek verilmemesi gerekiyor.

Fotoğraf çekecekler için,orman içi karanlık veya az ışıklı olduğundan makine ayarlarını bu ortama göre yapmalarını tavsiye ediyorum,çünkü orman içerisinde flaşlı fotoğraf çekilmiyor.

Yürüyüş grupları 6’şar kişi olarak düzenleniyor. Yüksek sezonlarda bu ziyaretleri yapmak isteyenlerin daha önceden rezervasyon yaptırmaları uygun oluyor.

Kibale ormanları içerisinde Şempanzeleri izleyebilme ihtimali %95 olarak veriliyor. Doğu Afrika içerisinde bu oranda izlenebilme ihtimali olan başka bir yer olmadığından talep de yüksek oluyor.

Yürüyüsçülerin;

Çamurlu tırmanışlarda kaydırmayacak tabanlı yürüyüş ayakkabıları giymelerini,

Bir baton veya sopa bulundurmalarını,

Ani yağmur geçişleri için yağmurluk. ( fotoğraf makinası taşıyan ziyaretçilerin mutlaka yanlarında katlanır bir panço olmalı) almalarını,

Sırt çantalarına su ve küçük atıştırmalık bir şeyler almalarını,

Fotoğraf çekmek isteyen ziyaretçilerin genel amaçlı bir lens dışında,mutlaka zoom lenslerini de yanlarına almalarını ,

Yedek fotoğraf makinası kartı  ve pil  bulundurmalarını,

Islak mendil almalarını tavsiye ederim.

 

 

 

İyi beslenmiş,yetişkin bir erkek yaklaşık 1,5-2 mt boyunda 35-70 kg. ağırlığındayken, yetişkin dişi bir şempanze daha kısa ve daha az kiloludur. Şempanzeler insanın en yakın atası olarak tanımlanır. Kafalarında saç değil,kıllar bulunur ve yaşlandıkça kelleşmeye başlarlar. Kulakları büyük ve dışa çıkık,burun delikleri küçüktür. Kol ve bacakları ile her türlü hareketi yapabilirler. Deri renkleri yaşlandıkça koyulaşır.

Şempanzelerin dişi olan yavruları ergenliğe ulaştıklarında, içinde bulunduğu grubu terk edip katılacak başka bir grup aramaya başlarlar. Erkekler arasında kuvvetli bir dostluk ve işbirliği vardır. Ormanda yaşayanların ortalama ömürleri 50 yıl iken, koruma altında olanları 60 yıl yaşadıkları görülmüştür.

 

İngiliz Maymun bilimci Jane Goodal yaklaşık 50 yıl boyunca Tanzanyanın Gombe Milli Parkında vahşi şempanzeleri inceledi. Onun çalışmaları bu hayvanların davranışlarının anlaşılmasını sağladı. 26 yaşındayken şempanzeleri incelemeye başlayan Goodall’ın 50 yıl boyunca yaptığı araştırmalar bugün şempanzeler hakkındaki bilgilerin temelini oluşturuyor. Goodall’ın en büyük keşiflerinden biri şempanzelerin alet kullanma becerisi olduğunu ortaya çıkarmasıydı.

3 Nisan 1934’de İngiltere’de doğan Jane Goodall’ın hayvan davranışlarına olan ilgisi daha çocukluğunda başlamıştı. O zamanlarda bile vahşi hayvanlarla beraber yaşamayı ve onlar hakkında yazılar yazmayı hayal ediyordu. Boş zamanlarında kuşları ve diğer hayvanları inceleyip onlar hakkında yazılar yazıp çizimler yapıyordu. Tarzan ve Dr. Dolittle en sevdiği kitaplardı ve kendisinin Tarzan’a başka herhangi bir Jane’den daha iyi bir arkadaş olabileceğini biliyordu. 1930 ve 1940’lı yıllarda Afrika vahşi hayatı küçük bir kız için uygun değildi ama annesi Vanne, onu her zaman kafasına koyduğu şeyleri gerçekleştirmek konusunda cesaretlendiriyordu.

Jane bir film stüdyosunda asistan olarak çalışırken, arkadaşı Clo’dan onu Kenya’ya davet eden bir mektup aldı. Bu 22 yaşındaki Jane için bulunmaz bir fırsattı ve hiç vakit kaybetmeden evine, Bournemouth’a döndü. Böylece garson olarak çalışıp para kazanabilecek ve biriktirdiği parayla Afrika’ya gidebilecekti. 1957’de nihayet denize açıldı ve 2 Nisan’da Mombasa limanına vardı. Birkaç hafta içinde ünlü arkeolog ve paleontolog Louis S.B. Leakey ile buluştu. Karşısındaki kadının enerjisinden, genel kültüründen ve hayvanlara karşı olan ilgisinden etkilenen Louis, onu asistanı olarak işe aldı ve sonunda Jane’e Tanzanya’daki bir göl kıyısında şempanzelerle ilgili bir çalışma yürütme görevini verdi. O zamanlarda şempanzelerle ilgili bilgi çok az olmasına rağmen Louis, onlarla ilgili öğrenilecek şeylerin insanların da evrimsel geçmişini aydınlatacağına inanıyordu.

1960 yılında Jane, Gombe sahiline ayak bastı. Annesi de onunla beraber gitmişti çünkü devir Tanzanya’nın İngiliz sömürgesi olduğu bir devirdi ve İngiliz otoriteleri genç bir kadının tek başına ormanda yaşamasını istemiyordu.

Gombe’deki ilk haftası Jane’i hayal kırıklığına uğratmıştı. Şempanzeler çok çekingendi ve Jane’i her gördüklerinde kaçıyorlardı. Hevesi kırılmıştı ki bir gün aklına güzel bir fikir geldi. Bir tepenin üstüne çıkarak dürbünüyle şempanzeleri izlemeye başladı. Şempanzelerin vejetaryen olduğu sanılıyordu ama o gün Jane çok ilginç bir olaya tanık oldu. David Greybeard dediği bir şempanzenin bir çalı domuzunu yediğini ve yemeğini bir dişiyle paylaştığını gördü. Bu son değildi, daha sonra birçok kez daha maymunları ve diğer küçük memelileri avladıklarını gördü. Bu ilk et yemeğini takip eden iki hafta içinde Jane çok daha ilginç olaylara tanık olacaktı. Şempanze David’in bir çubuğu termitleri yuvasından çıkarmak amacıyla kullandığını fark etti. Bu kullanışlı çubuk aletleri yapmak için yaprakları dallardan nasıl kopardıklarını heyecanla, soluksuz izledi. David ve arkadaşları, kelimenin tam anlamıyla alet yapabiliyor ve bu aletleri kullanabiliyorlardı.

O ana kadar antropologlar, alet yapımını insanlara ait bir özellik olarak tanımlıyorlardı. Jane, Louis Leakey’e keşfinden bahsettiğinde Louis “ Şimdi ya ‘alet’ ya ‘insan’ kelimesini yeniden yapılandırmalı ya da şempanzeleri ‘insan’ olarak kabul etmeliyiz.” diye cevap verdi. İnsan ve maymun arasındaki ayrım bulanıktır bu yüzden Leakey çok heyecanlanmıştı. Jane’in gelecek çalışmaları için gerekli kaynağı buldu ve daha önceden hiçbir derecesi olmamasına rağmen Jane’e Cambridge Üniversitesinde bir doktora programı ayarladı.

Jane, bilgi birikimini artırmak için çok çalıştı ve gözlemlerini kaydetti. Görüşleri her zaman çalışma arkadaşları olan diğer etologlarla uyuşmasa da profesörleri onu yüreklendirdi ve Gombe’de uzun süreli araştırmalar yapabilmesi için kaynaklar buldu ve daha da önemlisi Gombe’ de yaptığı çalışmanın geçerliliği hakkında ona destek oldu.

Jane sürekli Gombe’ye gidip gelmeye başladı ve şempanzelerle ilgili daha kesin ve açık bir imaj oluşturmaya başladı. Birçok primatın aksine şempanzelerin topluluk halinde yolculuk yapmadıklarını keşfetti. Dişiler ve onların yavruları şempanze topluluğunun en basit üyesini oluşturuyordu. Erkekler statü ve dişi için birbirleriyle çatışıyordu ve Jane, diğerlerine üstünlük taslayabilen erkek üyeye alfa erkek demeye başladı.

Jane’ in gözlemleri National Geographic de çarpıcı fotoğraflarla beraber yayınlanmaya başladı. Bu fotoğrafları çeken Hugo van Lawick, daha sonra Jane’in eşi olacaktı. Gombe çalışması için destek büyüdükçe Jane ve Hugo daha kalıcı bir kamp kurma ve daha çok kişiyi işe alma olanağı buldular. Böylece Gombe Araştırma Merkezi’nin temelleri atılmış oldu.

1970 yılında devam eden çalışmalar şempanzelerin karanlık yönünü ortaya çıkardı. Jane, Gombe’ye ilk gittiğinde şempanzelerin insanlardan daha nazik hayvanlar olduğunu düşünüyordu. Ama zaman içinde aslında onların da bizler kadar vahşileşebileceğini fark etti. Kasakele bölgesinden bir grup erkek şempanze Kahama bölgesine göç ettikten sonra iki grup arasında çatışmalar doğmaya başladı.  Stratejileri çok basitti: düşmanına vahşice saldır ve yaralarından ölmesi için bırak. 4 yıl içinde Kahama erkeklerinin hepsi ve en az bir dişi diğer grup tarafından elendi. İlginç olanı ise bu tür tartışmaların aynı gruba ait bireylerin arasında da yaşanmasıydı. 3 yıllık bir zaman dilimi içinde bir dişi şempanze ve onun dişi yavrusu sayıları 10’u bulan yeni yavruları öldürüp yedi. Bütün bunlara rağmen Jane aynı zamanda şempanzelerin özgecilik kapasitesine de sahip olduklarını gördü. Örneğin; annelerini kaybetmiş olan iki yavru, Mel ve Darbee, alakaları olmayan iki erkek şempanze tarafından evlat edinildiler. Bu erkek şempanzeler, Spindle ve Beethoven, aynı şekilde daha önce kendi annelerini kaybetmişti. Yavruları korumalarının yanı sıra Spindle kendi yuvasını da yavruyla paylaşıyordu.

Yıllar içinde Gombe Araştırma Merkezi (GSRC) büyüdü, Jane ve beraber çalıştığı araştırmacılar şempanzelerin davranışlarını, ekolojilerini,  yavru gelişimini ve diğer primat türlerini araştırmaya devam etti. Jane, doğa koruma çalışmalarını yaymak amacıyla sürekli seyahat etse de Gombe’de de zaman geçirmeye devam etti. Ama asıl amacı 25 yıllık Gombe araştırmalarını derleyip yazmaktı. Bunun üzerine ‘Gombe’nin Şempanzeleri’ kitabı 1986 yılında yayınlandı. Kitabın yayınlanması Şikago’daki ‘Şempanzeleri Anlamak’ konferansıyla kutlandı. Bu konferans ile şempanzeler üzerine çalışan birçok biyolog bir araya gelmiş oldu ve çalışmalarını birbirleriyle paylaştılar. Böylece şempanzeler konusunda çok fazla ve acilen üstesinden gelinmesi gereken tehditler olduğunu fark ettiler. Jane, konferansa bir bilim insanı olarak gitti ve oradan amacı bu harika hayvanları korumak olan bir aktivist olarak ayrıldı.

Daha sonraki çalışmalarında Jane şempanzelerle ilgili çok önemli keşiflerde bulundu. “Banana Club” olarak adlandırdığı yeni bir besleme metodu buldu. Bu metot sayesinde şempanzelerin güvenini kazanabiliyor böylece onlara daha çok yaklaşıp gözlemlerini daha kolay yapabiliyordu. Şempanzelerin karmaşık bir sosyal düzene sahip olduklarını, düzenli olarak gerçekleştirdikleri hareketleri olduğunu ve 20’den fazla ses çıkararak oluşturdukları bir dilleri olduğunu buldu. Bu hayvanların et yemeleri ve alet kullanmalarıyla ilgili ilk gözlemleri kaydeden kişi Jane oldu.

Çalışmalarını günden güne büyüten ve günümüzde hala bütün hızıyla bu çalışmalara devam eden Jane Goodall yılın neredeyse tamamını yollarda geçiriyor. Herhangi bir zamanda herhangi bir kıtada farklı gruplara konuşma yaparken bulabilirsiniz onu.  Bazen öğrencilerle buluşup bazen de görevlilerle bir araya gelip koruma politikalarıyla ilgili neler yapılabileceğinden bahsediyor. İnsanlara Jane Goodall Enstitüsü ve şempanzeler hakkında bilgiler verip herkesin doğa ve şempanzeler için bir şeyler yapabilecek gücü olduğunu fark etmelerini sağlıyor. Aynı zamanda elbette dünyada en çok sevdiği mekân olan Gombe Ulusal Parkı için Gombe’ye de yılda en az iki kez şempanzelerinin ne durumda olduğunu görmek için gidiyor.

Onun için doğa korumasıyla ilgili verilecek eğitim en az genel eğitim kadar önemli. Genç insanlarla arasındaki bağ her zaman çok özeldi ve hala onların sadece meraklarını gidermekle kalmayıp daha iyi bir dünya yaratabilmek için onları cesaretlendiriyor. Mesajlarını, dünyanın her yerindeki insanlara birinci elden iletiyor. İşte bu Jane’in şimdiki hayatı. 80 yaşındaki bu bilim insanı, her dakikasını şempanzeleri korumaya ve genç/yaşlı herkesi bu hayatta yapabilecekleri konusunda cesaretlendirmeye adamış durumda.

Jane Goodall ile ilgili yazı www.evrimagaci.org  da Pınar Yurt tarafından yazılmıştır.

 

 

Bir saatlik  yürüyüşten sonra Siyah-beyaz Colobus maymunlarına rastlayıp,bir süre onları izledik. Colobus maymunlarının yüzlerinin bir kısmı, sırtları ve uzun kuyruklarının uçları beyaz, diğer bölgeleri ise  siyah değişik bir maymun türü. Yürüyüşün devamında sarı kuyruklu maymunlara ve gri yanaklı maymunlara da rastladık.

 

 

 

Yürüyüşe başladığımızdan iki saat sonra rehberler bir grup yüksek yabani incir ağacın tepesinde Şempanzeleri gördüler, durduk.  Bizler de hemen ağacın etrafına yayılıp en güzel pozisyonda fotoğraflarını çekmek ve  daha alt dallar inmelerini beklemek üzere pozisyon aldık. Ancak geçen 4 saatin sonunda Şempanzeler yerlerini hiç terk etmediler.Aşağıdaki dallara ve yere inmelerinin bu kadar uzun sürmeyeceği söylenince bizlerde kampa geri dönmek üzere harekete geçtik. Başarısız geçen bu yürüyüşü rehberler ertesi sabah tekrarlamak istediler, başka bir bölge önerdiler,kabul etik.  Sabah erkenden tekrar yürüyüşe geçtik, neredeyse bütün bölgeyi kontrol ettik, ancak Şempanzelere rastlayamadan  geri döndük.

Uganda nın resmi tarihini öğrenmek için tıklayınız.

Mgahinga Ulusal Gezi parkı gezimiz için tıklayınız.

Mgahing-Bwindi Ulusal Park Yolu gezimiz için tıklayınız.

Bwindi Ulusal Parkı Goril ziyareti için tıklayınız.

Pigme Köyü ve İlk Okulu, Yerel Doktor ve Yetimhane ziyareti için tıklayınız.

Queen Elizabeth Ulusal Parkı ve Kazinga ziyaretimiz için tıklayınız.

Kibala Forest Ulusal Parkı ve Chimpanzee Trekking gezimiz için tıklayınız.

Kampala Entebbe ve İdi Amin yazımız için tıklayınız.

Dian Fossey yazımız için tıklayınız.

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu